Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korku

 Korku Korku, biz insanların içinde barındırdığı en temel duygulardan biridir. Bir tehlikeyle, bilinmezlikle karşılaştığımızda içimizden çıkan bir duygudur.  Bazı korkular, hayatta kalma iç güdüsü ile ortaya çıkar bazıları ise zihnimizin kendini korumaya almasıdır. Örnek vermek gerekirse, bir köpek sürüsüyle karşılaşsak ve bu sürü havlamaya başladığında hissettiğimiz korku, bizi korumak için ortaya çıkar. Ancak bu zamanda korku fizikselden çok zihinseldir. Kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu vb. Bunlar insanın zihninde gizlenen korkulardır.

Dijitalleşmenin İyi ve Kötü Yanları

Dijitalleşmenin İyi ve Kötü Yanları  Dijatalleşme hayatımıza kolaylık sağlayan bir şeydir. Bilgiye kolay erişim, iletişimde hız, daha fazla veriye ulaşım, e-ticaret, sağlık hizmetlerinde gelişim dijitalleşemin iyi yönlerinden sadece bir kaçıdır. Ancak tabii kide bununda kötü yanları vardır. Bunlar veri hırsızlığı, şantaj, dolandırıcılık, güvenlik tehditleri, siber zorbalık, dijital bağımlılık ve yüz yüze iletişimin zayıflamısıdır. Bu nedenle her şeyi daha bilgili önlemli kullanmak olumlu yönlerini arttırır, riskleri azaltır.

Öğretmen

 Öğretmen Öğretmen, daha biz insanların küçüklüklerinden beri hayatlarında olan bizlere rehberlik eden kişiledir. Hem onlar sadece bilgi vermekle kalmaz, kişilik karakter oluşumuna yardım eder. Bir öğretmenin çocuğun hayatına dokunuşu, yıllar sonra bile devam eder. Eğitim tek sınav sonuçları değil, öğretmenin öğrencesine doğruyu yanlışı da öğretmesidir. Öğretmenlerenin bu davranaşı gelecek nesillerin kişilik açısından daha iyi olmasını sağlar. Öğretmen, çocuklara iyiliği doğruyu aşılayan kişilerdir. Bu yüzden öğretmenlik hiç bir zaman yeri tutulmayacak kutsal bir meslektir. 

Yalnızlık

Yalnızlık  Denemeler-Montaigne, sayfa 31 Yalnızlık, bazen garip bir şey olmuyormu? İnsan sadece bi ortamda tek olduğu etrafında başka kimsenin olmadığı zaman yalnız olduğunu düşünür. Ama kalabalık bir yerde olduğunda bile yalnız, tek başınaymış gibi hissede bilir insan. İnsanlar genellikle yalnızlığın kötü bir şey olduğunu düşünür. Ben bazı konular haricinde bu düşünceye katılmıyorum. Çünkü insan bazen kafasını toplaması, dinlenmesi için de yalnız kalınması gerek olabilir. Bazen de bu yalnızlık insanın kendisini tanımasında yardım olabilir. Galiba yalnızlık, birazda insanın kendisiyle konuşması gibi. Ama insan hep kendisiyle de konuşamaz değil mi? Arada başka bir kişinin sesine, düşüncesine, fikrine ihtiyaç duyabiliriz. Burda yalnızlığın kötü ve iyi yanlarınıda konuştuk. Bu yüzden yalnızlığa direkt kötü ya da iyi diyemeyiz. Ama her şeyde olduğu gibi bir şeyin fazlası zarardır.

İnsanın İstekleri

İnsanın İstekleri Denemeler-Montaigne, sayfa 204 İnsanın istekleri, hayatını yönlendirmesi ve şekil vermesi konusunda güçlendiren bir şeydir. Yaşamın bir parçası olarak varlığını sürdürmek için ihtiyaç duymaya başladığı şeyler isteğe dönüşür, ama bu istekler zamanla değişebilir sınırları aşar ve insan daha fazlasını arzulamaya başlar. Yemek, can güvenliği gibi temel ihtiyaçlardan sonra, insan daha fazlasını istemeye başlar: güzellik, güç hatta kendi çıkarları için diğer insanların bile ölmesini istemeye başlar. Ancak insanın istekleri dek maddi veya fiziksel değildir. Sevgi, taktir edilme, başarı gibi manevi istekler hayatımızın önemli bir parçasını oluşturur. Ancak kontrolsüz istekler, hem insan hem de toplum için sorunlara yol açabilir. Tükenmeyen istekler, insanı tatminsizliğe ve mutsuzluğa sürükler. Sonuç olarak, insanın istekleri hem yaşamına bir yol çizebilir onu gaza getirebilir hem de bir felakete yol açabilir. Önemli olan, isteklerin bizi yönetmesi değil, bizim istekleri yönet...

Gülmek ve Ağlamak

Gülmek ve Ağlamak Denemeler-Montaigne, sayfa 172 Gülme ve ağlama eylemi ikisi de birbirinden zıt bir eylemdir. Birbirlerinden zıt duygudurlar ama diğerini yaşarken diğer bir duygu hemen arkasından gelebilir. Gülmek, içimizi ısıtan, bizi hayatı daha güzel görmemizi sağlayan anların bir parçasıdır. Mesela bir dostumuzla gülerken, sanki o an için dünya gözümüze daha renkli, eğlenceli ve katlanabilir hale geliyor. Hem güldükçe insan kötü düşüncelerden arınıyor ve hafiflemiş hissediyor. Ağlamaksa genelde kendimizi çıkmazda hissettiğimiz anlarda karşımıza çıkar. Kalbimiz kırıldığında, duygularımız incindiğinde veya bazen de ne yapacağımızı bilemediğimizde ağlarız. Ama aslında ağlamak bir zayıflık olarak gözükmemesi gerekir bence. Çünkü ağlamak insanın duygularının dışa vurması, içinde birikenleri dışa atmanın bir yolu gibidir. Bence o yüzden insanlar ağladıktan sonra rahatlamış gibi hissediyorum der. Hem gülmek hem ağlamak, hayatın bize getirdiği en normal duygulardır zaten bunlar bizi insan...

Dostluk Bağları

 Dostluk Bağları   Denemeler- Montaigne, sayfa 28.  Dost demek hayatımızda ailemiz dışında bizi seven, destek çıkan ve arkamızda duran insanlardır. Hatalarımızı bize söylerler ama bunu çıkarları için değil bizim kendimizi geliştirmemiz içindir. Gerçek dostluk, çıkarlardan uzak, samimiyet ve güven içeren bir bağdır.  Dostluk bağları, yalnızca mutlu anlarımızda yanımızda olan değil, zor zamanlarımızda sıkıntımızı derdimizi paylaşabildiğimiz dostlarımızla kurulur. Hayat, bize gülmediği zaman insan derdini, başarısızlığını  paylaşabildiği onu sırtından vurmayacak kişilere, dostlara ihtiyaç duyar. Bizi olduğumuz gibi kabul eden dostlar, kendimize güvenimizi ifade edişimizi bile etkiler. Bu şekilde dostluk bağlarının, kişisel gelişimimizdeki katkısını anlamış oluyoruz. Bir dostluk nasıl kurulur? Diye soranlarınız olur ise cevabım şu şekilde olur. En sağlam dostluklar zamanla ve güven duygusuyla kurulur.

Babalar ve Çocuklar

Babalar ve Çocuklar Denemeler-Montaigne, sayfa 157 Bir çocuğun ilk kahramanı kimdir? Yada bir kız çocuğunun ilk aşkı? Size direkt soruların cevabını vereyim. Baba. Çocukların babalarına karşı duygu bence sevgiden daha çok saygı bastırır. Ama onların o sert bakışlarının ardında sakladıkları o yumuşak bakış, babacan tavırları her zaman güven verir çocuklara. Arkanda bir dağ var gibi hissedersin bazı zaman, bazen ise yeri gelir kavgalar edersin. Ama her zaman bildiğin bir şey vardır sen ne kadar tartışsan da o dağ hiç bir zaman yıkılmaz, yeri değişmez o babacan tavır asla gitmez. Küçükken ışınlanmayı bulduğunu düşünen var mı? Ben düşünmüştüm yatağımdan başka nerede uysam, gözümü yatağımda açardım ben ışınlanabiliyorum diye sevinirdim ama çocukluğunu atlatınca anlıyor insan. Baba figürü her zaman herkesten güçlü, herkesi yenebilen birisi gibidir. İnanmak istemezsin onunda birilerine yenilebileceğine...

Yaşayan Ölüler

Yaşayan Ölüler   Denemeler- Montaigne, 116 sayfa. İnsanlar illa kalbi durduğunda mı ölür? Yada her şeyden vazgeçmiş ümidini kaybetmiş bir insana sadece kalbi atıyor diye, o yaşıyor denir mi ki? Hayat bu kadar acımasız ki hayattan tüm amacını kaybetmiş insanları bile ölü diye kabul etmiyor. Bazen düşünürüm, illa yaşamak için bir amaç gerekir değil mi? Bu hayata seni bağlayan, kalbinin hala atmasını istediğin bir neden, sonucunu görmek istediğin bir amaç da olabilir. Ama olması gerekir değil mi? Bu hayatta vasıfsız dediğimiz insanların bile yaşamak için bir nedeni var: mutlu olmak, eğlenmek. Nasıl yaşarsın amaçsız kalbin atar, ama bir sonuca bağlanamaz. Boşluk vardır bakışlarında, çünkü bakışlar kalbindeki hisleri yansıtmaz mı? Belki o insanlar düzelir mi diye merak edersiniz. Size tek bir sorum olacak. Kaybedilmiş hisler geri kazanılır mı? Onlarda öyledir belki hatırlarsın o hisleri ama hiçbiri eskisinin verdiği duyguyu veremez. Çocuğunu yeni kaybetmiş bir annenin ağıtları, sevdalan...

Dostluk

DOSTLUK Birinin kendinden bile sakladığı, gizlemeye çalıştığı sırlar olur değil mi? Ama onlarla yüzleştiğinizde birileriyle paylaşmak yalnız olmadığını bilmek istersin. Ama o kişi kim olabilirdi ki? Kim o anlattıklarını sana karşı kullanamayacaktı ki? İşte dost: bu dediklerimin hiçbirini düşünmeden sırrının onda ölüme bile gideceğini bildiğin kişidir. Hayat size her zaman başka insanlarla tanışma fırsatı sunar. Siz dostunuzu aramak için çok çabaya girmeyin zaten o size kendisini bir kalabalıkta, ilk sohbetinizde belli eder. Ama en çok güzel anılar biriktirebileceğiniz, hayatı deneyimleyeceğiniz en önemlisi de sırlarınızız onla mezara bile gideceğini bildiğiniz kişilere dost deyin. Ne demiş Müslüm Gürses, bir şarkısında: "İyi dostlar biriktirdim Hepsi ailem oldu"

Kitap ve Hayat

Kitap ve Hayat Kitap ve hayat bağlantılı mıdır? Kitap hayatımızdaki olaylardan mı oluşur? Diye düşünür insan. Bana göre kitap: insanların yaşadıkları olayları ya da yaşadığı hayattan kendini soyutlayanların kendini bulduğu yerdir kitap. Ben kitap okumayı sevmem, diyen kişi birileri tarafından kitap okunmaya zorlananmış olduğu düşünüyorum. Yoksa bir insan kendisini sanki başka bir hayat yaşama ve oradan ders çıkarma şansını kaçırmak ister ki. Kitap ve hayat bana göre bağlantılıdır, yazar kendi veya çevresinde gözlemlediği olayları, kendi düşüncesiyle birleştirir ve yazar.