Yaşayan Ölüler

Yaşayan Ölüler

 Denemeler- Montaigne, 116 sayfa.

İnsanlar illa kalbi durduğunda mı ölür? Yada her şeyden vazgeçmiş ümidini kaybetmiş bir insana sadece kalbi atıyor diye, o yaşıyor denir mi ki? Hayat bu kadar acımasız ki hayattan tüm amacını kaybetmiş insanları bile ölü diye kabul etmiyor.

Bazen düşünürüm, illa yaşamak için bir amaç gerekir değil mi? Bu hayata seni bağlayan, kalbinin hala atmasını istediğin bir neden, sonucunu görmek istediğin bir amaç da olabilir. Ama olması gerekir değil mi? Bu hayatta vasıfsız dediğimiz insanların bile yaşamak için bir nedeni var: mutlu olmak, eğlenmek. Nasıl yaşarsın amaçsız kalbin atar, ama bir sonuca bağlanamaz. Boşluk vardır bakışlarında, çünkü bakışlar kalbindeki hisleri yansıtmaz mı?

Belki o insanlar düzelir mi diye merak edersiniz. Size tek bir sorum olacak. Kaybedilmiş hisler geri kazanılır mı? Onlarda öyledir belki hatırlarsın o hisleri ama hiçbiri eskisinin verdiği duyguyu veremez. Çocuğunu yeni kaybetmiş bir annenin ağıtları, sevdalandığı kişiyi kaybeden hatta ona daha ulaşamayanların yarım kalmışlığını bilir misiniz? Onlar canlarından can koparılmış hayattaki amaçlarını kaybetmiş kişilerden sadece bazı örneklerdi. Belki daha minyonlarca kişi hayattaki amacını, neşesini kaybetti. Bu yüzden onlara yaşayan ölüler deniyor. Onları da toprağa gömsek, kalpleri atıyor diye yaşıyor saymasak bu topraklar bile bize ağıt yakar. Belki topraklar bile katlanamadığı için onlara yaşayan ölüler denir....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu Benliği

Kitap ve Hayat