Yazmak, Konuşmak ve Okumak
Kendim, sıkıldığımda ya da kafamda kendi kendime kurduğum şeyleri yazıyorum ama hiç bir zaman iyi yazdığımı düşünmedim, hatta kafamdakileri kağıda iyi bir şekilde geçiremediğim için napıyorum ben, diye kendimi sorgulamışlığım ve kızmışlığım çoktur. Bana göre yazmak kendisini iyi bir şekilde ifade etmek hep özenilcek bir özelliktir ve zaten bende özenmişimdir.
Kağıda kendisini dökebilenler konuşmaktada, okumaktada iyilerdir. Bunlar birbirlerini besler diye düşünüyorum galiba kendimde eksik bulduklarımda bunlar. Konuşurken, ailemde bile çokça düzgün cümle kur uyarısı alıyorum(özellikle annemden) ya da ağzından kelimeyi gevelemeden söyle, hızlı konuşma derler. Ama bana hiç hızlı konuşuyorum gibi gelmiyor aslında sadece kafamdakilerin hepsini kelimlere dökmeye çalışıyorum buda onlara hızlı konuşuyorum gibi geliyor. Bazen de kelimleri yanlış söylüyorum bunu düzeltmek için uğraşıyorum ama olmuyor. Arkadaş ortamında başka birisi benim adıma düzeltincede, beni taklit edince bi daha konuşmak istemiyorum, kurcağım cümlede o sözcüğü kullanmamaya çalışıyorum ya da okuyacağım metinde o sözcük var mı diye kontrol ederim. Tabii bu ne kadar doğru tartılışır ama benim açımdan kurtarıcı bir yöntem bunu inkar edemem.
Okumak, bazen aylarca kitap okumam garip bir ilişki var aramızda. Ama bana okumayı severmisin diye soracak olursanız cevabım nettir. Severim, bana ne okuduğum şeyin konusu fark etmeksizin benim dünyadan soyutlayabildiğim, okumayı bıraksam bile onların evreninde olmayı devam ettirebildiğim bir yerdir. Belki de hiç bir zaman yaşayamayacığım olayları ya da hiç alışık olmadığım düşünce tarzlarına eşlik etmek, onlarla beraber olmak hoşuma gidiyordur.
Yorumlar
Yorum Gönder